Partilerin Mersin aday listeleri ne anlatıyor? -1-

Öncelikle ortaya çıkan tablo ışığında sıcağı sıcağına Türkiye’ den bir iki veri:

Üç dönem kuralına takılan 70 ve listelere giremeyen 105 ismin yeniden Milletvekili adayı yapılmadığı AK Partide mevcut kadronun %56’ sı için Amerikalıların deyimiyle “the game is over” oyun bitti.

312 Vekilin 175’ i evine dönmeye hazırlanırken geriye kalan 137 kişiden kaçının 7 Haziran akşamı sandıktan çıkacağı ve elde edilecek Milletvekili sayısının Erdoğan’ a başkanlık yolunu açıp açmayacağı bir yana AK Partiyi iktidarda tutup tutmayacağı tüm ülkenin nefesini tutarak merak ettiği soru.

CHP cephesinde de durum farklı değil.

Kimi mevcut isim ön seçim veya eğilim yoklamasına takılırken, kimisi kontenjana bel bağladı. Kılıçdaroğlu ise çoğu ağır topu devre dışı bırakırken kimsenin gözünün yaşına bakmadı.

Umut Oran, Hurşit Güneş, Güldal Mumcu, Oğuz Oyan gibi kamuoyunun yakından tanıdığı isimler başta olmak üzere mevcut 125 Vekilin 75’ i açısından en azından gelecek dönem için perde kapandı.

CHP’ deki değişim oranı AK Partiden de fazla ve daha şimdiden %60. Listelere girenlerin kaçının Meclise döneceği ise meçhul.

MHP’ deki değişim iktidar ve ana muhalefete göre daha sınırlı kaldı.

Gelelim Mersin’ e…

Uzun zamandır bu kent böylesi bir radikal değişime tanık olmamıştı.

Mevcut 11 Vekilin 9’ u şimdiden Milletvekilliğine elveda dedi.

MHP’ den Ali Öz ve CHP’den Aytuğ Atıcı dışında kalanlar aday bile gösterilmedi. AK Parti cephesinde durum daha da dramatik. 2011 seçimlerinden birinci çıkan ve Meclise dört Milletvekili gönderen iktidar partisinde dört vekilin tümüne kırmızı kart çıkarıldı. İtiraf etmeliyim en az üçünün değişeceğine inanan benim için bile sürpriz oldu ama 2011’ de de aynı radikal değişimi yapan ve mevcut dört vekilin dördünün de üstünü çizen AK Parti açısından neredeyse gelenekselleşecek bir durum…

Hatırlayalım; 2002 ve 2007’ de üst üste iki kez seçilen Ali Er ve Ömer İnan dâhil dört vekilin tümünü 2011 seçimlerinde değiştirmiş ve yeni yüzlerle sahneye çıkmayı tercih etmişti AK Parti.

Ama yeni yüzler o kadar yeni ve Mersin’ e o kadar yabancılardı ki, kentle tüm bağları kopuk, tek parti döneminin dışarıdan atanan göstermelik Vekil belirleme yöntemlerini andırıyordu.

Hele 17 Aralık sonrası yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Çağlayan’ ın sahneden inmesiyle kentle tüm bağları koptu AK Partinin…

Yetmedi, yerel seçimlerin kaybedilmesiyle moral bozukluğu hüsrana dönüştü.

Tıpkı 2009 yerel seçimlerinin hesabının 2011 listeleriyle sorulması gibi 2014’ ün faturası da önce Mekin Salt ve yönetimine, şimdi de görüyoruz ki tüm Mersin Milletvekillerine kesilmiş…

Zafer Çağlayan zaten defteri kapatmıştı, Çiğdem Münevver Ökten ve Nebi Bozkurt’ un ise ne Mersinle herhangi bir bağı vardı ne de bugüne kadar kentin ciddisinden, hafifine herhangi bir sorunuyla ilgilendiklerine tanık olduk.

Dört Vekilden Çağlayan dışında kalan üçünün kimi tayinler dışında bu kentin kanayan hiçbir yarasına derman olmadığını objektif değerlendirme melekesini yitirmemiş her duyarlı Mersinli görmüştür.

Çağlayan, Ökten ve Bozkurt yanında Ahmet Tevfik Uzun “ben nerde yanlış yaptım” diye düşünüyorsa başka yere bakmasına gerek yok. Oturup 2011 seçimlerinde kendi seçim bölgesi Tarsus’ ta 51 bine ulaşan ve herkesin “kısır iç çekişmeler bir yana bırakılırsa Belediye seçimleri rahat kazanılır” görüşüne katıldığı partisinin 2014 yerel seçimlerinde aynı Tarsus oylarının nasıl olup ta 8 puan düşüşle 38 bine indiğini sorgulamalı.

O kısır çekişmelere kimin yol açtığı, hangi tayinlerin hangi kavgalara yol açtığı, ilçe başkanıyla girilen tartışmaların yol açtığı tahribatın boyutlarını benim burada tekrarlayacak halim yok. Bilmesi gerekenler her şeyi biliyor zaten.

Geçmişi değerlendirmeyi burada noktalayıp 7 Haziran akşamı AK Partinin Mersin’ de nasıl bir sonuç alacağı sorusunun cevabına gelince…

Merakla beklenen o sorunun cevabını bir sonraki yazıda vermeye çalışacağım.

Not: Bir önceki yazıda 2002 seçimlerini ve o günlerde CHP’ deki adayların belirlenmesiyle ilgili süreci anlatırken adaylık sıralamasında 5. liğe yerleştirilen Ali Oksal’ ın yerini beğenmeyip adaylıktan çekildiğini yazmıştım.

Dayanağım 11 Eylül 2002 tarihli gazete arşivleriydi ve o arşivlerde “hazırlanan geçici aday listesinin 5. sırasında yer alan ve yerini beğenmediği için istifa eden Parti Meclisi Üyesi Ali Oksal’ ın kendi ağzından “Partiden ya da PM’den istifa etmediği ama adaylıktan çekildiği” açıklaması yer alıyordu.

Uğur Yıldırım’ ı liste dışı bırakan o operasyonda küsen Ali Oksal’ ın 4. Sıraya kaydırılarak gönlünün alındığı ve zaten seçimde 7 Milletvekili çıkaran partinin o dönem TBMM’ ye giden isimleri arasında yer aldığı gerçeği bu düzeltmeyi yapmamı gerekli kıldı.

Düzeltir özür dilerim.

Genel içinde yayınlandı

Yorum bırakın