Mahir Turan’ı kaybettik…

Mersin çok uzun yıllar siyaset ve ticaretini derinden etkilemiş bir evladını, Mahir Turan’ı kaybetti…

Mersin Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanlığı, TOBB yönetimleri, Mersin İdmanyurdu Başkanlıkları gibi görevler dışında ülke siyasetine de damgasını vuran bir kişilik…

Evet iki şapkası vardı Mahir Turan’ın…

Bir ironi mi bilmiyorum?

Ama yeter söz milletindir sloganı ile yola çıkan Demokrat Parti’ nin 1946 da başladığı mücadelenin en aktif aktörlerinden biri olan Turan’ ın, yine millet iradesinin tartışıldığı 22 Temmuz 2007 seçimlerine günler kala, o çok merak ettiği sandık sonuçlarını görmeden yaşama gözlerini yumması ilginç bir tesadüf…

Bu nedenle, roman akıcılığındaki iş yaşamı kadar, 1946’dan günümüze Mersin siyasetine damgasını vuran, uzun yıllar belirleyici merkezde yer alan bir kişiliğin siyasi yolculuğunu, ana başlıklarla özetlemekte, günün birinde bu kentin siyasi tarihini doğru biçimde yazacak olanlara bazı ipuçlarını bırakmakta yarar olduğuna inanıyorum…

Sarıkamış cephesinin batarya zabiti ve gazisi Cemil Bey, 90 bin gencin öldüğü savaşın ardından Mersin’e yerleşir…

Cumhuriyetin kurulduğu 1923’te Mahir dünyaya gözlerini açar…

İstanbul’da süren kolej eğitimi ve ardından tam da 2. dünya savaşına denk gelen Sultanahmet Ticari İlimler Akademisinin son sınıfında noktalanan okul hayatı…

Ülkede her şeyin karneyle dağıtıldığı o yokluk yıllarında baba Cemil beyin sahip olduğu Afyon ve Mersin civarındaki iki özel orman (Afyon Yağcı ve Mersin Kadıncık Ormanları) Mahir’in kontrolündedir artık…

1945 yılında başlayan Demokrat Parti hareketi 1946 daki seçimlere hazırlanırken Menderes’in aklına o cıva gibi Mersin’li genç gelir…

Mahir Turan’a ormanlarını işletirken avucunun içi gibi ezberlediği Afyon ve Mersin bölgelerinin seçim sorumluluğu verilir…

İki ay boyunca at sırtında iki ili at sırtında harmanlayan, köyden köye koşup, yeni doğmuş DP’ nin yerel örgütlenmesini tamamlayan bu genç sayesinde, ülke genelinde hüsrana uğrayan parti iki ilde tüm Milletvekilliklerini kazanır…

Turan’ın organize ettiği Mersin ve Afyon’da DP tulum yapmış, iki ilde 15 Milletvekilliğinin tamamını almıştır…

Siyasetteki zaferi, ticari yıkım izler…

CHP’ li Peker hükümeti 1947 yılında ülkedeki tüm özel ormanları kamulaştırınca en büyük zararı iki özel ormana sahip Turan ailesi görür…

1950’de iktidara koşan DP’ nin ön saflarında yine bu genç Mersin’li yer almaktadır…

Yeni iktidarın geçmişe oranla hayli iddialı liberal ekonomi anlayışı ithalata da yansır…

Kendi ormanlarına devletin el koyduğu Turan babasıyla birlikte yurt dışından kereste getirmeye başlar…

Ülkenin yeniden inşası, büyüme, gelişme yolunda atılan adımlar, yeni Mersin liman inşaatının hızla ilerlemesinin de etkisiyle ülkenin göz bebeği Mersin, Mersin’in de en önemli siyasi belirleyicisi Mahir Turan…

1960 ihtilaliyle rüzgâr tersine döner…

Göz altına alınan Turan “halkı silahlandırmakla” suçlanmaktadır…

Balmumcu’ya gitmekten kayınbabası Kara Veysel lakaplı Veysel Arıkol sayesinde kurtulur. CHP’ nin Mersin’deki en etkili ismi olan Arıkol, Demokrat Partili damattan çok kızı Nevin’in gözyaşlarına dayanmaz… Onun devreye girmesiyle Balmumcu yerine bir ay Mersin’de zorunlu misafir tutulan Mahir Turan serbest kalır…

Darbenin hemen ardından kurulacak olan Adalet Partisinin Mersin’deki simgesi, adresi, her şeyi yine kendisidir…

1972-1980 arasında, (sağ-sol), (CHP-AP) kavgalı, gerilim dolu o yıllarda Adalet Partisinin Mersin il Başkanlığını sürdürür…

12 Eylül 80 darbesiyle parti kapatılır, görev sona erer…

Sonrasında bir duayen olarak resmen görev almasa da gönüllü DYP’ lidir…

Kapısını çalan düz partiliden, bakanlara kadar herkesin akıl danıştığı, Milletvekili adaylarının ilk önce destek için başvurdukları büyükleri olarak, başka yanlara sapmadan bildiği doğruları söyleyen âkil adamdı artık…

Her gelene ardına kadar açık, mütevazi yazıhanesinin küçük odasında, dostlarıyla son ana kadar siyaseti, Mersin’deki gelişmeleri yakından izledi…

Köprülerin altından çok sular aksa da, ülkede ve yaşadığı kentte çok şey değişse de, odasının duvarlarını süsleyen üç fotoğraf hiç değişmedi…

Atatürk ile babası Cemil Beyin solmaya yüz tutmuş iki fotoğrafı…

Ve tam masasının karşısında yer alan, kocaman harflerle “Yeter söz Milletindir” yazısının süslediği Menderes’in hayli büyük bir resmi…

22 Temmuz 2007 seçimlerine sayılı günler kala Mahir ağabeyi kaybettik…

İnsanlar günü geldiğinde ölse de; ilkeleri, inandıkları doğrular kalıyor geride her hoş seda gibi…

“Yeter söz Milletindir” cümlesi gibi…

Nur içinde yat Mahir abi…

Genel içinde yayınlandı

Mahir Turan’ı kaybettik..” üzerine bir yorum

  1. Teşekkürler değerli bilgileriniz için. Kıymetli eşi ve kendileri benim ve eşimin,2.ci anneleri ve babalarıydı.Nurlar içinde yatsınlar,ALLAH’tan rahmetler dilerim…
    Osman-Nuray Arpacıoğlu

Yorum bırakın